Bağımlılık Tedavisi

Konya Madde Bağımlılığı Tedavisi, Konya Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezleri, Konya Uyuşturucu Bağımlılığı Tedavisi, Madde Bağımlığı Tedavisi konusunda Uzm. Dr. Aslı Seda Kıraç Özel Kliniğinden randevu alabilirsiniz.
BAĞIMLILIK
“Bağımlılık” kelimesi Latince “adamak; kendini başkasına adamak” anlamlarına gelen “addicere” kelimesinden türemektedir. Bağımlılık, haz almak veya kişiye rahatsızlık veren olumsuz duygu durumlarından uzaklaşmak amacıyla başvurulan, sonuçları kişiye zarar verse de kendini bu davranıştan alıkoyamamak olarak tanımlanabilir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere kişi, bağımlılık geliştirdiği davranışı olumsuz ve telafi etmesi güç sonuçlarına ve etkilerine rağmen sürdürür ve istese bile davranışı bırakmakta zorlanır.
Bağımlılık nedenleri
Bağımlılığın davranışsal, sosyal, biyolojik ve genetik nedenleri vardır; ancak hiçbir neden bağımlılığı tek başına açıklamaya yeterli değildir. davranışın veya madde kullanımının bağımlılığa dönüşmesinde birçok etken olmasına rağmen, temelde biyolojik bir süreçtir. Kişinin ruhsal özellikleri, genetik yatkınlık, çevresel faktörler, maddeye ulaşılabilirlik, aile yapısı, toplumsal çevre ve kültürel özellikler davranışın veya madde kullanımının bağımlılığa dönüşmesinde en önemli etkenlerdir.
Bağımlılığa Yatkınlaştırıcı Etkenler
- Ailede herhangi bağımlılık öyküsü,
- İlgisiz veya aşırı koruyucu ebeveyn tutumları
- Travma geçmişi olması,
- Kişilik bozukluğu olması,
- Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı olması
- Sosyal becerilerin zayıf olması,
- Dürtüselliğin ve yenilik arayışının fazla olması
- Eşlik eden psikiyatrik bozukluğun olması,
- Düşük stres toleransı
- Yetersiz sorun çözme becerileri
- Kişinin çevresinde bağımlılık yapıcı maddelerin yaygın şekilde kullanılıyor olması,
- Madde kullanımını destekleyici ve teşvik edici tutumların sergileniyor oluşu,
- Kişinin arkadaş çevresinde madde kullanımı olan kişilerin olması,
gibi faktörler etkili olmaktadır.
Bağımlılık Tanısını Nasıl Konulur?
- Kullanılan madde veya sorunlu davranış aşağıdaki durumlarla birliktelik gösteriyorsa bağımlılık konusunda endişe edilmelidir:
- Kullanılan madde veya sorunlu davranış üzerindeki kontrolün kaybedilmesi veya azalması.
- Kullanılan madde veya sorunlu davranışı denetlemek ya da bırakmak için yapılan ama boşa çıkan sürekli çabalar.
- Madde kullanımı veya sorunlu davranışı yapmak konusunda büyük bir istek duymak veya kendini zorlanmış hissetmek.
- Tekrar eden madde kullanımı veya sorunlu davranış sonucu (işte, okulda, evde) sorumluluklarını yerine getirememek.
- Olumsuz etkilerine rağmen (toplumsal ve kişiler arası sorunlar) madde kullanımına veya sorunlu davranışa devam etmek.
- Madde kullanımı veya sorunlu davranış nedeni ile sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin azalması ya da tamamen bırakılması.
- Tehlikeli olabilecek durumlarda dahi madde kullanımına veya sorunlu davranışı yapmaya devam etmek.
- Fizyolojik ya da psikolojik sorunların ortaya çıkmasına ya da artmasına rağmen madde kullanımına veya sorunlu davranışı yapmaya devam etmek.
- Maddeye veya sorunlu davranışa tolerans gelişmiş olması (gittikçe artan dozlarda kullanım veya davranış sergileme).
- Madde kesildiğinde/azalttığında veya sorunlu davranış yapılmadığında fiziksel veya psikolojik yoksunluk belirtilerinin (bulantı, uykusuzluk, kusma, sinirlilik, huzursuzluk, mutsuzluk, saldırganlık, ishal, terleme, titreme, kas sızıları, ateş vb.) ortaya çıkması.
Bağımlılığın beyine etkisi
Bağımlılığın beyindeki etkisi araştırıldığında, yapılan davranışın (madde kullanmak, alkol almak, kumar oynamak vb.) beynin ödül sistemini herhangi doğal keyif ortaya çıkaran (cinsellik, yemek yemek, sevdiğin takımın fulbol maçını izlemek vb) davranıştan daha hızlı ve güçlü olarak uyardığı, bunun sonucunda kısa sürede çok büyük bir haz ve rahatlama sağladığı tespit edilmiştir.
Hızlı ve güçlü şekilde ortaya çıkan haz ve rahatlama, kişinin bağımlılık yapan davranışı tekrarlama sıklığını artırır. Davranışçılık ekolüne göre madde haz verme sebebiyle pozitif pekiştireç görevi görerek kişinin bağımlılık davranışına otomatizma kazandırır, yani denetimindeki kontrol azalır. Bağımlılık davranışı tekrar ve tekrar sergilenmeye devam ettikçe aynı oranda haz vermemeye başlar, bu durum kişide tolerans gelişmesi ile açıklanmaktadır. Toleransla birlikte kişi aynı etkiyi yakalamak için davranışı daha yoğun düzeyde sergilemek zorunda hisseder.
Bağımlılıkta nasıl ki davranışın varlığında haz ortaya çıkıyorsa bir süre sonra yokluğunda acı ve yoksunluk (psikolojik veya fizyolojik) ortaya çıkmaya başlar.
Davranışın otomatizma kazanması, hazza tolerans gelişmesi ve yoksunluğun ortaya çıkmaya başlaması ile bağımlılık haz odaklı değil, alışkanlık ve yoksunluğu giderme odaklı devam eder.
İnsan beyni bağımlılığı bir kez öğrendiğinde bir daha unutmaz, eskisi gibi olmaz. Ancak bu demek değildir ki, bağımlılık düzelmez. Bağımlılık düzelir ancak iyileşmez. Örn: Eski bir madde bağımlısı kişi madde kullanmadığı sürece iyidir, bir sorunu yoktur. Ancak madde kullandığı andan itibaren bağımlılık sorunu derhal canlanır ve her şey kaldığı yerden yeniden başlar.
Bağımlılık genel olarak 2 bölüme ayrılmaktadır:
- Alkol/Madde bağımlılığı
- Davranışsal bağımlılıklar
1. ALKOL/MADDE BAĞIMLILIĞI
Madde Denildiğinde Ne Anlıyoruz?
Madde, vücuda girdiğinde ruhsal, davranışsal ve fiziksel değişikliklere neden olup, bağımlılık yapabilen, kimyasal uyuşturucu ya da uyarıcı maddelerdir. Bu maddeler doğal ya da sentetik olabilir.
DSM-5’te 10 ayrı madde kümesi tanımlanmıştır:
1- Alkol
2- Kafein
3- Kenevir (esrar)
4- Halüsinojenler (LSD, meskalin, fensiklidin vb.)
5- Uçucular (tiner, benzin, gazolin, bali vb.)
6- Opiyatlar (morfin, eroin, kodein, metadon vb.)
7- Dinginleştirici, uyutucu ve kaygı gidericiler (diazepam, klorazepat vb.)
8- Uyarıcılar (amfetamin, ekstazi, kokain vb.)
9- Tütün
10- Diğer bilinmeyen maddeler
Tedavi
Alkol veya madde (maddenin türüne göre) bağımlılığı, bırakma sırasında ölümcül tablolara neden olabileceği için mutlaka psikiyatrist kontrolünde yürütülmelidir. Tedavi sürecinde fiziksel yoksunluk belirtileri iyi gözlenmeli ve gerekli ilaçlarla müdahale edilmelidir. Yoğun alkol/madde kullanımı ve şiddetli fiziksel yoksunluk belirtileri olan kişiler gerekli hallerde hastaneye yatırılarak tedavi edilmelidir. Tedavide önce alkol/maddeden arındırma (detoks) tedavisi, sonrasında tekrar başlama riskini azaltmak için idame tedavileri yapılmaktadır. Arındırma tedavisi sonrası mutlaka rehabilitasyon çalışmaları başlamalı alkolsüz/maddesiz yaşama uyumu için gerekli müdahaleler yapılmalıdır. Kişinin yeniden alkole/maddeye başlamaması için motivasyonel tekniklerle bağımlılıkla mücadelesi aktif olarak sürdürülmelidir.
Metamfetamin Bağımlılığı
Metamfetamin nedir?
Metamfetamin, uyuşturucu maddeler arasında ‘uyarıcı’ kategoride olanbağımlılık yapıcı sentetik bir maddedir.Genel olarak hap formunda bulunabildiği gibi toz formunda da bulunur. Toplumda kristal, buz, meth, ice gibi isimlerle anılan metamfetamin, kişinin duygu durumunda ani yükselme (öfori), enerji, dikkat artışı, uyku ihtiyacında azalmayapabildiği gibi etkisinin sönmesiyle birlikte kişide depresif duygudurumu, uykuya eğilim, enerji azlığı, konsantre olamama gibi psikolojik sorunlara neden olabilir. Metamfetaminin yarattığı etkiler hızlıca başlayıp, hızlıca sonlanmaktadır. Bundan dolayı kullanıcılar tekrarlayıcı dozlara ihtiyaç duyabilirler. Bu anlamda keyif verici etkisinin devamlılığını sağlamak adına pozitif pekiştirme etkisiyle hem fiziksel hem psikolojik bağımlılık yaratır.
Metamfetamin Nasıl Etki Gösterir?
Metamfetamin, beyinde yer alan ve duygu durum düzenlenmesinde görev alan sinir hücrelere bağlanarak bu hücrelerde normalden daha fazla uyarı gelişmesine neden olur. Beyinde doğal olarak salgılanan ve kişinin sağlıklı bir düzeyde duygu yaşamasını sağlayan dopamin, noradrenalin ve serotonin gibi nörotransmitterler amfetamin kullanımı ile hızlı ve fazla (sağlıksız) düzeyde artar. Bunun sonucunda beynin psikolojik durumunu belirleyen bölgeleri, haz merkezleri ve görsel alanlar gibi farklı bölgelerde uyarı artışı ile aşağıdakipsikiyatrik ve fiziksel belirtiler gelişir:
• Yüksek derecede heyecan veya adrenalin, zindelik ve enerji hissi
• Yüksek derecede özgüven veya cesaret
• Öfori ya da aşırı derece mutluluk, coşkunluk hissi
• Künt duygu durum veya çevredeki olaylara aldırmazlık hali
• Paranoya, sanrı veya halüsinasyon gibi psikotik belirtiler
• Artmış cinsel istek
• Kırılgan duygu durum veya ajitasyon, belirli olaylara aşırı tepki verme
• Konuşkanlıkta, sosyallikte artış
• Davranışlarda aşırılık ve olduğundan farklı davranış kalıpları sergileme
• Kan basıncında ve kalp hızında artış
• Vücut sıcaklığında artış
• İştah kaybı
Metamfetaminin psikiyatrik ve fiziksel belirtilerinde olduğu gibi, yoksunluğuna eşlik eden semptomlar da oldukça rahatsız edicidir. Depresyon, sinirlilik, yorgunluk, artan iştah, anksiyete, saldırganlık ve metamfetamin için yoğun istek sık görülen semptomlardır.
Depresif semptomlarmetamfetamin yoksunluğunda görülen en belirgin semptomlardır ve 2 haftalık ayıklık döneminden sonra da devam edebilir. Yoksunluk döneminde görülen bu semptomlar intihar düşüncelerine neden olabilir.
Genel tabloya bakıldığında; metamfetamin güçlü bağımlılık yapıcı etkisinin yanında kısa ve uzun vadede kullanıcılara ciddi psikolojik ve fizyolojik etkileri olan bir maddedir.
Metamfetamin Bağımlılığının Yol Açtığı Sorunlar Nelerdir?
Amfetamin / Metamfetamin bağımlılığı geliştikten sonra bağımlı kişinin yaşamının neredeyse bütün yönleri radikal bir değişim geçirir. Beyin görüntüleme çalışmaları sayesinde uzun süreli metamfetaminkullanımının beynin karar alma, hafıza, haz, öğrenme, dikkat ve dürtü kontrolü ile ilişkili bölgelerinde bazen geri dönüşümsüz olabilen bozulmalaraneden olabildiğini göstermektedir.
Bununla beraber yapılan bazı çalışmalar metamfetamin bağımlılığı olan kişilerde Parkinson hastalığının daha sık görülebildiğine de işaret etmektedir.
Metamfetamin ve amfetamin kullanımı nedeniyle ortaya çıkabilen şüphecilik hezeyanları ve işitsel ve/veya görsel varsanılar kalıcı hale gelebilir ve uzun süreli ve çoğu zaman finansal olarak yıpratıcı olabilen uzun süreli tedaviler gerektirebilir.
Metamfetamin bağımlısı olan bireylerin deneyimlediği öfke patlamaları nedeniyle şiddet uygulama ve/veya şiddet içeren olaylara karışma ihtimali daha yüksektir. Şiddet içeren davranışlar, madde bulmak için finansal imkanlar tükendikten sonra madde satmaya başlamak ya da madde bulabilmek için suç işlemek, madde kullanmak ya da bulundurmak, metamfetamin etkisi altında kişilerin hayat, sağlık ya da malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde araç kullanmak ve benzeri davranışların hepsi bireyi yasal sorunlar ile baş etmek zorunda bırakabilir.
Metamfetamin bağımlılığı aynı zamanda kişilerarası ilişkilerde bozulmalar meydana getirmektedir. Artan miktarda zaman, ilgi ve maddi kaynaklar metamfetamin bulma ve kullanmaya yönlendirildikçe kişinin ailesi ve arkadaşları ile geçirdiği zamanı azalmaktadır. Bireyin ilgi alanları bir süre sonra sadece madde aramak, bulmak ve kullanmak üzerine yoğunlaştığı için madde ile ilgili olmayan bütün aktiviteler ilgisini çekmemeye başlayacaktır. Bunun sonucunda ise kişi madde kullanmak dışında hiçbir şeyin zevk vermediği sürdürülemez bir döngü içerisine girecektir.
Metamfetamin Bağımlılığı ile Birlikte En Sık Görülen Psikolojik Sorunlar Nelerdir?
Metamfetamin bağımlılığı ile beraber en sık görülen psikolojik sorun depresyondur. Metamfetamin kullanan bireylerin yaklaşık %40’nın hayat boyu depresyon öyküsü olduğu, damar yolu ile metamfetamin kullananların soluyarak met kullananlara kıyasla daha fazla depresif belirti gösterdikleri ve uzun süreli Metamfetamin kullanımı nedeniyle düşen dopamin seviyesi nedeniyle kişinin haz alma kapasitesinde düştüğü bilinmektedir. Metamfetamin bağımlılığı ile beraber ortaya çıkan depresyon nedeniyle kişiler herhangi bir işe başlama ve devam ettirme isteğinde azalma, kendine zarar verme ve intihar düşünceleri deneyimleyebilir. Kullanım süresi ve kullanım dozu ne kadar fazla ise yaşanan depresyon da o kadar fazla olur.
Metamfetamin ve amfetamin kullanımı işitsel/görsel halüsinasyonlar ve hezeyanların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu belirtiler metamfetamin kullanımı sonrasında da devam edebilmekte ve kalıcı olabilmektedir.
Amfetamin ve metamfetamin bağımlılarının yaygın olarak kaygı bozuklukları ile mücadele etmek durumunda kalabilirler. Araştırmalar metafetamin bağımlılığı olan bireylerin %25’i hastaneye yatarak tedaviden 3 yıl sonrasında hala yaygın anksiyete bozukluğu kriterlerini karşıladıklarını göstermektedir. Kaygı bozukluğu ve metamfetamin kullanım bozukluğu olan kişilerin hastaneye yatış oranı ve yaşam boyu intihar girişim oranının sadece metamfetamin bağımlılığı olan kişilere kıyasla çok daha yüksektir.
Metamfetamin Bağımlılığı Nasıl Tedavi Edilir?
Metamfetamin bağımlılığı düzelme ve kaymalarla seyreden bir hastalıktır. Genel olarak bağımlılık şeker veya tansiyon hastalığı gibidir, tamamen iyileşmez (bağımlı beyin) ancak düzelebilir. Kişi metamfetamin ya da amfetamin kullanmadığı sürece iyidir. Ancak madde kullanmaya başladığında bağımlılık tekrar sorun olmaya başlar.
Metamfetamin bağımlılık tedavisi çeşitli aşamalardan oluşur. İlk adım arındırma ile başlar. Arındırma; maddenin vücuttan çekilmesiyle kişide ortaya çıkan yoksunluk belirtilerine yönelik yapılır. Arındırma tedavisinin devamında kişinin ihtiyaçlarına yönelik hazırlanmış ilaç tedavisi ve bireysel psikoterapi devam eder. İlaç tedavisi ile birlikte bilişsel davranışçı terapi ve motivasyonel görüşme gibi terapiler hastanın tedavide kalmasına destek olur.
2. DAVRANIŞSAL BAĞIMLILIKLAR
Bağımlılık farklı bir boyut kazanarak sadece maddeye dayanmayan, davranışsal bağımlılıklar olarak adlandırılan yeni bir bağımlılık kategorisi ile de karşımıza çıkmaya başlamıştır. Davranışsal bağımlılık, başta fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomi konularındaki olumsuz sonuçlarına rağmen aşırı ve tekrarlayan davranış, davranışa yönelik aşırı istek (craving, aşerme) ve davranış üzerinde kontrol kaybı olarak tanımlanabilir. Tanı sınıflandırmalarına girme konusunda, kumar oynama bozukluğu ve internette oyun oynama bozukluğu dışındaki davranışsal bağımlılıklarının tanısal geçerliliği hakkında tartışmalar devam etmektedir. Davranışsal bağımlılık olarak kabul edilen tanılar şunlardır; kumar oynama bozukluğu, internette oyun oynama bozukluğu, internet bağımlılığı, akıllı cep telefonu bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı, seks ve pornografi bağımlılığı, yeme bağımlılığı, egzersiz (spor) bağımlılığı, ilişki bağımlılığı ve iş bağımlılığı.
Kumar Bağımlılığı
Kumar, bir bireyin daha da değerli bir şey elde etme umuduyla değerli bir şeyi riske atmasıdır. Kumar bağımlılığı, kişinin hayatını olumsuz etkilemesine rağmen kumar oynamaya devam etmesi duyduğu için kontrol edilemez bir dürtüdür. Kumar bağımlılık yapar çünkü beynin ödül sistemini uyuşturucu veya alkol gibi uyarır. Geçmişte, psikiyatri topluluğu genellikle kumar oynamayı bir bağımlılıktan ziyade bir zorlama, yani fiziksel zorunluluktan ziyade yoğun bir dürtü tarafından motive edilen bir davranış olarak görüyordu. Bununla birlikte, araştırmalar kumar bağımlılığının alkolizm ve uyuşturucu bağımlılığına başlangıçta düşünülenden çok daha fazla benzediğini ortaya çıkardı.
Kumar Bağımlılığı Belirtileri Nelerdir?
Bir kumar bağımlılığının tanımlayıcı unsuru, insanların kumar oynamaya tamamen kapılması ve olumsuz sonuçlarına rağmen kumar oynamayı bırakamamalarıdır. Kumar bağımlılığından muzdarip olanlar genellikle kumardan kaçınamayacaklarına veya kumar oynamayı bırakamayacaklarına inanırlar.
- Kumar bağımlılığının yaygın belirtileri şunları içerir:
- Kumarla takıntılı bir biçimde meşgul olmak,
- Aynı heyecanı yaşamak için artan miktarda parayla kumar oynama ihtiyacı duymak,
- Başarısız bir şekilde kumarı kontrol etmeye, azaltmaya veya durdurmaya çalışmak,
- Kumar oynayamadığında huzursuz veya sinirli hissetmek,
- Sorunlardan kaçmak veya çaresizlik, suçluluk, endişe veya depresyon duygularını hafifletmek için kumar oynamak,
- Daha fazla kumar oynayarak kaybedilen parayı geri almaya çalışmak,
- Kumar nedeniyle önemli ilişkileri veya okul / iş fırsatlarını tehlikeye atmak veya kaybetmek,
- Kumar parası almak için hırsızlık veya dolandırıcılığa başvurmak.
Kumar bağımlısı insanlar kaybettiklerinde kendilerini yeniden oynamamak için durduramaz veya bir kayıp limiti belirleyemez; kendilerini paralarını geri almaya çalışmak için oynamaya devam etmek zorunda hissederler. Çoğu durumda, kişi amaçlanandan daha fazlasını kaybeder, kaybedilen para miktarı için kendisini suçlar ve daha sonra daha fazla kumar oynayarak kayıpları telafi etmeye çalışır, bu da daha fazla para kaybına neden olur. Bu yıkıcı döngü birçok olumsuz sonuca yol açar.
Tedavi
Patolojik kumar bağımlılığının tedavisinde sıklıkla madde bağımlılığı tedavisi modeli uygulanmakla birlikte kumar bağımlılığı için geliştirilmiş özel bir ilaç bulunmamaktadır. Yalnızca kumar oynama isteği ve dürtüsünü azaltma, tekrar kumar oynamayı önleme ve kişinin kumar oynamaya iten veya kumarla birliktelik gösteren ruhsal sorunlarla baş edebilmesi için çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. İlaç tedavisinin kumar bağımlılığı alanında uzmanlaşmış bir psikiyatrist tarafından yazılmış olmasına ve yeterli dozda yeterli sürede kullanılmasına dikkat edilmelidir. İlaç tedavisine ek olarak bireysel psikoterapilerin kumar oynama davranışının azaltılmasında, bırakılmasında etkisi büyüktür.