Postpartum (Doğum Sonrası) Ruhsal Bozukluk Tedavisi

Konya Postpartum, Konya Doğum Sonrası Ruhsal Bozukluklar, Postpartum Ruhsal Bozukluk Tedavisi, Konya Doğum Sonrası Ruhsat Bozukluk Tedavisi için Uzm. Dr. Aslı Seda Kıraç Özel Psikiyatri kliniğini arayın.
POSTPARTUM (DOĞUM SONRASI) RUHSAL BOZUKLUKLAR
Gebelik ve doğum sonrası, toplumda çoğunlukla özel ve hoş bir dönem olarak kabul edilmekle birlikte, bebeğini kucağına sağlıkla alma beklentisi için de olan anne için aynı zamanda ruhsal bozuklukların gelişimi veya eski ruhsal rahatsızlıkların alevlenmesi açısından da riskli bir dönem olmaktadır. Kadınlar özellikle doğumdan sonraki ilk 1 yıl ruhsal hastalıklar açısından anlamlı düzeyde risk altındadırlar.
Postpartum dönemde ortaya çıkan ruhsal hastalıklar annelik hüznü (maternity blues), postpartum depresyon ve postpartum psikoz olmak üzere başlıca 3 grupta toplanır
Annelik Hüznü
Çeşitli çalışmalar farklı oranlar belirtmekle birlikte doğum sonrasında annelerin yaklaşık %80’ine kadar görülebilmektedir. Doğumu izleyen ilk 3-4 gün içinde annede ağlama, uyku bozukluğu, sinirlilik, kaygı, duygudurumunda hızlı değişiklik, konsantrasyon güçlüğü, kederli olma durumu görülür. Annelik hüznünün en sık nedenleri hormonal değişimler, sosyal destek azlığı, uyku beslenme düzensizlikleri ve doğum sonrası stresi yaşam olaylarıdır. Annelik hüznünde ilaç tedavisine gerek yoktur. Belirtilerin şiddeti azalarak, genellikle 2 hafta içinde iyileşir. Bu dönem yeni annenin desteğini artırarak, düzenli uyku ve beslenmesine yardımcı olarak yönetilebilir. Belirtiler beklenen süre içinde düzelmediyse depresyona dönüşme riski açısından dikkatli olunmalıdır.
Postparum (doğum sonrası) Depresyon
Doğum sonrası depresyon, genellikle doğumdan sonra ilk 4 hafta içinde başlamakla birlikte, ilk 1 yıl içinde herhangi bir zamanda ortaya çıkabilmektedir. Birçok kadının mutlu olmaları gerektiğine inandıkları bir dönemde, depresif duygular taşıdıklarından dolayı suçluluk duymaları, belirtilerini saklamalarına ve doğum sonrası depresyon tablosunun gözden kaçabilmesine neden olmaktadır. Postpartum depresyon belirtileri, doğum sonrası normal sayılabilecek yakınmalar arasındaki örtüşme bazı durumlarda klinik tanıyı zorlaştırır. Uyku bozukluğu, libido değişikliği, yorgunluk ve endişe postpartum depresyon bulguları olmakla birlikte, normal postpartum dönemde de görülebilir. Suçluluk duyguları, konsantrasyon güçlüğü, ilgi, istek kaybı gibi belirtiler daha depresif hastalarda görülmektedir. Postpartum depresyon semptom profili, kendini değersiz hissetme, endişe, suçluluk, kontrolsüzce ağlama, hareket ve konuşmada yavaşlama, ajitasyon, uyku bozuklukları, umutsuzluk, yetersizlik hissi, duygusal dengesizlik, ölüm ve intiharla ilgili düşünceler şeklindedir. Yapılan çalışmalarda annenin geçirilmiş depresyon öyküsü, ailesinde depresyon öyküsü olması, stresli yaşam olayları, olumsuz evlilik ilişkileri ve sosyal destek azlığı depresyon yaşama açısından risk olarak değerlendirilebilir. Annedeki depresyonun, bebek üzerinde de oldukça önemli etkileri vardır. Postpartum depresyon anne bebek bağını ciddi şekilde olumsuz etkiler. Depresyon annenin bebek bakımında yetersizlik yaşamasına, bebeğe karşı sorumluluklarında zayıflamaya, bebekleri ile duygusal bağ kurmaya isteksiz davranmalarına ve hatta bebeği reddetmeye kadar gitmesine neden olabilmektedir.
Doğum sonrası depresyon tedavisi
Postpartum depresyonda tedavinin ilk basamağı ayrıntılı bir bilgi alınması ve organik nedenlerin dışlanmasıyla başlar. Postpartum depresyonun şiddetine göre psikoterapi (Kişilerarası İlişki Terapisi) ve/veya ilaç tedavisi uygulanabilmektedir, çok şiddetli durumlarda (intihar ve bebeğe zarar verme riski varsa) bunlara ek olarak elektrokonvulziv tedavi (EKT) yapılabilmektedir.
Postparum Psikoz
Postpartum psikoz, doğum sonrası dönemde görülen en şiddetli psikiyatrik hastalıktır. Sıklıkla depresyon ve buna eşlik eden hezeyanlar (varsanılar), annede bebeğe ve/veya kendisine zarar verme düşünceleri ile belirli bir tablodur. Bazı anneler bu tip düşüncelerini eyleme geçirebileceklerinden oldukça dramatik sonuçlar doğurabilir. Postpartum psikoz doğumu takip eden 2-3 hafta içinde başlanır ve 2-3 ay kadar sürer. Postparum psikozun görülme sıklığı her 1000 doğumda 1-2’dir. Bu hastalığın görüldüğü kadınların hemen yarısında ailesel psikiyatrik (özellikle depresyon, mani gibi duygudurum bozuklukları) hastalık öyküsü vardır. Postpartum psikoz psikiyatrik acil tedavi gerektiren bir durumdur. Hastaneye yatırılarak değerlendirilmeli ve tedavi edilmelidir. Hastanın kendisine ve bebeğe zarar vermemesi sağlanmalıdır.
Postparum psikozun belirtileri doğumu takip eden 8 hafta içinde başlar. Özgül olarak hasta, yorgunluk, uykusuzluk ve dinlememeden yakınır. Ağlama ve duygusal oynaklık dönemleri görülebilir. Ardından dağınıklık, düşünce ve konuşmalarında karmaşa, tutarsızlık, mantıksız ifadeler, şüphecilik, bebeğin sağlığı konusunda yersiz takıntılar ortaya çıkabilir.
Tüm hastaların hemen yarısında sanrılar (gerçekdışı düşünce ve inanışlar), dörtte birinde ise varsanılar (gerçekdışı algılar, ses, görüntü ya da koku şeklinde) görülür. Hastanın bebeği sevmeme, bakmayı istememe, bebeğe, kendisine ya da her ikisine birden zarar verme düşünceleri olabilir. Sanrıların içeriği bebeğin ölü ya da sakat doğduğu ile ilgili olabilir. Hasta doğum yaptığını inkâr edebilir, hatta evlenmemiş olduğunu, bakire olduğunu iddia edebilir. Ayrıca kendisine kötülük yapılacağından, komplolar kurulduğundan, birileri tarafından kontrol edildiğinden, yönlendirildiğinden söz edebilir. Varsanılar (halüsinasyonlar) benzer içeriktedir, hastaya, bebeğe ya da kendisine zarar vermesini söyleyen sesler duymayı da kapsayabilir.
Psikoz ortaya çıkınca özellikle hastanın kendisine ya da bebeğe verebileceği zarar konusunda dikkatli olunmalıdır. Yapılan çalışmalarda hastaların %5’inin kendilerini, %4’ünün ise bebeklerini öldürdükleri saptanmıştır. Postparum psikoz atağı geçiren hastalar doğumun birinci ya da ikinci yılında bir atak daha geçirebilirler. Ayrıca tekrar hastalanma olasılığı diğer doğumlarda da yüksek bir oranda söz konusu olacaktır.
Postparum Psikoz Tedavisi
Postparum psikozun tedavisinde en büyük zorluk anneye emzirmesi nedeniyle ilaç verilememesidir. Ancak hastaların önemli bir bölümünde hastalığın şiddeti ve hastanın zarar vericiliği ile ilintili olarak emzirmenin sonlandırılarak ilaç tedavisine başlanması düşünülmelidir. İntihar riski olan hastaların böyle bir girişime engel olmak amacıyla hastaneye yatırılmaları gerekebilir. Eğer kendisi istekliyse annenin bebekle teması genellikle iyi sonuç verir. Ancak yine de olası zarar verici düşünce ve eylemler göz önünde bulundurulmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır.