Cinsel İşlev Bozuklukları

Konya Özel Psikiyatrist ve Konya Özel Psikoterapist Uzm. Dr. Aslı Seda Kıraç’ın Meram Yaka’da bulunan Özel Psikiyatri Kliniğinden Konyada Cinsel Terapi, Konya Cinsel Terapist, Konya Cinsel Psikiyatrist, Konya Cinsel Terapi Psikiyatrist, Cinsel Terapi Uzmanı Konya, Konya Cinsel Terapi Doktoru için randevu alabilirsiniz.
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI
Ruh sağlığı uzmanlarının klinik tanıları sınıflamakta kullandıkları DSM-5 tanı kılavuzunda Cinsel İşlev Bozuklukları tanısını:
- VAJİNİSMUS
- KADINDA ORGAZM BOZUKLUĞU
- KADINDA CİNSEL İLGİ/UYARILMA BOZUKLUĞU
KADINDA CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI: Yapılan araştırmalar, kadınların %30-%60’ının yaşamları boyunca en az bir cinsel işlev bozukluĞu yaşadıĞını göstermektedir. Cinsel istek bozukluĞu ve uyarılma bozuklukları en sık görülen cinsel işlev bozukluklarıdır (Her 3 kadından 1’inde). 60 yaş üstünde kadınların %60-%80’i cinsel işlev bozukluĞu yaşarken, batı ülkelerinde en sık yardım alan yaş grubu 50-59 yaşlar arası bulunmuştur. Yaşlı ve bekar kadınlar daha çok cinsel işlev bozukluĞu yaşamaktadırlar. Gelişmiş batı ülkelerinde daha çok ileri yaşlardaki kadınların tedavi amacıyla başvurduĞu, ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde ise genç-orta yaş kadınların cinsel sorunların çözümü için arayışa yöneldiklerini görmekteyiz. Ülkemizde, kadınlarda en sık başvuru nedeni vajinismustur.
KADINDA CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞU TÜRLERİ
1-VAJİNİSMUS
Vajinismus, vajinaya giriş denendiĞinde, vajinanın dış üçte birini çevreleyen kaslarda yineleyici ya da sürekli bir biçimde istemsiz kasılmaların olmasıdır. ÇoĞunlukla cinsel birleşmeye olanak vermeyen bu kasılmayı kadın kendisi yapmaz ve kendi isteĞi ile de geçiremez. Temel bozukluk, vajina girişindeki kasların istemsiz kasılmasıdır ancak vajinismusda buna bedenin çeşitli bölgelerinde bazen tüm bedende kasılmalar, sıklıkla bacakların kapanması, korku, bazen titreme, çarpıntı, terleme, bulantı, hatta kusma, fenalık hissi ve aĞlama gibi belirtiler eşlik edebilir. Vajinadaki kasılma çoĞu vakada cinsel birleşmeye izin vermez. Daha az sayıda olguda ise zorlamayla giriş olabilir ancak birleşme aĞrılı ve acılıdır. Vajinismus bizim toplumumuzda sıklıkla evliliĞin ilk gecesinde, ilk cinsel birleşme denendiĞi anda ortaya çıkar. Aslında cinsel yaşamın başlangıcından itibaren vardır ama cinsel birleşme denemesi olmadıĞında durum fark edilmez. ÇoĞu kadının evlilik öncesi birleşme denemesinden bilinçsiz olarak kaçındıĞı, bu durumu ahlaki ve dini nedenlere başladıĞı ve birleşmeyi ertelediĞi düşünülür. Bunun yanısıra daha seyrek olarak saĞlıklı bir cinsel yaşam sürecinde ve hiç vajinismus problemi olmayanlarda yaşanmış kötü tecrübeler sonucunda (doĞum, düşük, kürtaj, hastada kötü deneyimlere neden olan jinekolojik muayene ve operasyonlar gibi ikincil olarak vajinismus gelişebilir).
Vajinismusun kadınlarda en sık görülen cinsel işlev bozukluĞu olduĞu söylenebilir. Ülkemizde ve Uzak DoĞu ülkelerinde vajinismusa, batı ülkelerinden çok daha fazla rastlanmaktadır. Ülkemizde cinsel tedavi birimlerine başvuran hastaların yaklaşık %50’sinin vajinismus olduĞu söylenebilir. Batı ülkelerinde bu oran %10 civarındadır.
Vajinismus Nedenleri
- Öncelikle vajinismusun isteğe bağlı olmadığının çok iyi anlaşılması gerekmektedir. Vajinismusun temelinde yatan neden genellikle tam olarak tespit edilememekle beraber aşağıdaki durumlar vajinismusa neden olabilir:
- Cinsel taciz veya istismara uğramış olmak veya böyle bir duruma tanık olmak
- Travmatik doğum veya jinekolojik işlem öyküsü
- Genel anksiyete
- Olumsuz dinsel ve ahlaki şartlanma
- Cinselliği değersizleştiren ve aşağılayan bir aile yapısı
- Cinsel mitler, cinsel tabular, yanlış bilgiler ve inanışlar
- Fiziksel travma (cinsel travma olmaksızın)
- Stres
- Ağrı ve Acı Korkusu
- Cinsel organlardan iğrenme veya hoşlanmama
- Vulvar vestibülit denilen, klinik olarak net bulgular vermeyen ancak birleşme esnasında ağrıya neden olabilecek durumlar
- Gebelik korkusu
- İstemeden zorla evlendirilme, Eşler arası güven kaybı, eşini sevmeme, eşle uyumsuzluk ve iletişim sorunları
Vajinusmusa eşlik eden yaygın yanlış inanışlar;
- Vajinam çok dar,
- Penis çok büyük, giremez,
- Vajina girişinde duvar gibi bir engel var,
- Benim cinsel organım anormal, iĞrenç, utanç verici,
- Kızlık zarım kalın, parçalanacak,
- Çok canım yanar, çok kanar.
Tedavi: Vajinismus, kadın cinsel işlev bozuklukları arasında en sık görülen ve tedavi açısından en yüz güldürücü sorundur. Cinsel tedaviye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluĞu olduĞunu da söyleyebiliriz. Cinsel terapi çoĞunlukla çift görüşmesi şeklinde sürdürülür. Öncelikle çiftin yanlış inanışlarının düzeltilmesi, cinsel organlar ve “saĞlıklı cinsellik”le ilgili bilgilendirilmesi hedeflenir. Vajinismus tedavisi, genellikle 2-3 ayda, 6-8 terapi oturumu ile, tam düzelme ile sonlanır. 12 görüşme ve danışmanlıkla düzelen hafif vakalar olduĞu gibi, 15-20 oturum ile tedavileri 6 ay devam eden zor vakalar da görülebilir. Yineleme beklenmez.
2- KADINDA ORGAZM BOZUKLUĞU
Kadında orgazm bozukluğu, olaĞan bir cinsel uyarılma evresinden sonra orgazmın sürekli ya da yineleyici biçimde gecikmesi ya da olmamasıdır. Kadınlarda orgazmın anlaşılması ve deĞerlendirilmesi diĞer cinsellik evrelerine göre daha zordur. Orgazmın kendisinin anlaşılması bu denli güçlükler taşıyorken orgazm bozukluklarını deĞerlendirmek çok daha zordur. Kadınlarda orgazmı oluşturacak uyarının türü ve yoĞunluĞu açısından büyük deĞişiklikler bulunmaktadır. Orgazm bozukluĞu tanısının konması, genel ruhsal deĞerlendirme, cinsel tedaviler konusunda donanımlı ve deneyimli bir uzman tarafından sözkonusu kişinin, ilişkilerinin ve cinselliĞinin bütün olarak deĞerlendirilmesi ile mümkündür. Kadının yaşı cinsel deneyimi ve aldıĞı cinsel uyarıların yoĞunluĞu açısından bakıldıĞında orgazm olma yetisinin beklenenden az olduĞu yargısına varılması ile orgazm bozukluĞu tanısı konabilir. Orgazm sorunu deĞişik şekillerde görülebilir. Hiç orgazm olamamadan, orgazma ulaşan cinsel aktivite sayısının azlıĞına, mastürbasyonla orgazm olabiliyorken cinsel birleşme ile orgazm olamamaya kadar deĞişik problemler yaşanabilir. Orgazm olamama nedeniyle şikayet eden kadınların bunu hangi alanlarda yaşadıkları, ne kadar bir süredir yaşadıklarının deĞerlendirilmesi gerekir. ÖrneĞin; mastürbasyon, kendisini uyarması sırasında orgazm olabilen ama eş ilişkisinde aynı keyfi yaşayamayan kadınlar ve her iki uyaranla da orgazm olmayan kadınlar olabilir. DeĞerlendirmenin derinleştirilmesi ve tedavinin yönlendirilmesi bu bilgiler ışıĞında olacaktır. Cinsel ilişki öpüşme, okşama, dokunma, sarılma, sürtünme, oral seks, cinsel birleşme gibi çeşitli cinsel eylemlerden oluşur. Bunların her birinden farklı cinsel haz alınır ve orgazm cinsellik sırasında yaşanan hazlardan biridir. Orgazm saniyeler süren bir yaşantı iken cinsel birleşme dakikalar, sevişme ise saatler sürebilir. Her cinsel ilişki orgazm ile sonuçlanmaz. Orgazm yaşanan her cinsellik yeterli doyum saĞlamayabilir. Cinsel ilişkinin ne kadar mutluluk verdiĞini cinsel doyum belirler. Orgazm ile ilgili önemli bir yanlış vajinal orgazmın klitoral orgazmdan kaliteli olduĞu inanışıdır. Fizyolojik olarak orgazm vajinal ve klitoral uyarıların klitoriste toplanması ile klitoris ve beyin arasında gerçekleşir, cinsel bölgelerden başlayarak tüm bedende hissedilir. Mastürbasyon ya da cinsel birleşme ile yaşanan orgazm fizyolojik açıdan aynıdır. Unutmayalım cinsellik, bacaklarımızın arasında deĞil kulaklarımızın arasında yani beynimizdedir.
Türkiye’de olduĞu gibi partner seçimi konusunda kadınların sınırlı özgürlüĞü olan toplumlarda istenmeyen bir eşle olan birlikteliklerde ortaya çıkan cinsel uyarılma, istek ve orgazm bozukluĞu birincil bir cinsel işlev bozukluĞu deĞildir. Eşin, partnerin istenmediĞi durumlarda her tür cinsel işlev problemi beklenebilir. Uyarılma azlıĞı nedenlerinden biri de partnerde erken boşalmanın olmasıdır. Erken boşalma olan erkeklerin ön sevişmeyi de kısa tutmaları nedeniyle kadının uyarılması ve orgazm olması güçleşmektedir. Orgazm bozukluĞu ile ilgili diĞer bir neden kadının orgazm olamama kaygısını yoĞun yaşamasıdır. Kadın yeterli uyarıya raĞmen yoĞun anksiyete nedeniyle orgazm evresine ulaşamayabilir. Kadında orgazm bozukluĞuna neden olabilecek başka bir etken de fiziksel, psikiyatrik bir hastalık ya da ilaç kullanımıdır. Her fiziksel ya da psikiyatrik hastalık orgazm bozukluĞuna neden olmaz. Benzer şekilde yan etki olarak cinsel aktiviteyi etkileyen ilaçlar herkes üzerinde aynı derecede etki göstermezler. Depresyon ve anksiyete bozuklukları gibi zevk almayı azaltan psikiyatrik hastalıklarda ve antidepresan ya da antipsikotik gibi ilaç kullanımında orgazm evresi sorunları beklenebilir. Klitoral uyarının yeterince yapılamadıĞı fiziksel rahatsızlıklar ve yapısal bozukluklarda da cinsel haz alma ve orgazm etkilenmektedir. Kadınlarda orgazm olabilme yaş ile artar. Kadın vücudunu tanıdıkça orgazm olma olasılıĞı artar. DiĞer bir deyişle hiç orgazm olamayan kadınların kendi vücudunu fazla tanımadıĞı söylenebilir. Orgazm öĞrenilebilen bir şeydir ve unutulmaz. Partnerle cinsel ilişki yaşamadan önce mastürbasyon yapan bedeninin uyarılma noktalarını tanıyan kadınlar orgazmı tanır. Partner ilişkisine girdiĞinde ne istediĞini bilir ve nasıl uyarılacaĞına yabancı kalmaz. Kısaca, mastürbasyon deneyimi partner ilişkisinin uyarıcılıĞını arttıracaktır.
Tedavi: Orgazm bozukluĞunda öncelikle bu soruna neden olan etken tanımlanmalı ve buna yönelik tedavi planlanmalıdır. Uyarılma azlıĞı, yeterlı klitoral uyarılmanın olmadıĞı durumlarda uygun egzersizler ile sorun aşılmaya çalışılır. Partnerde erken boşalma varsa buna yönelik tedavi yapılır. Mastürbasyon, orgazm bozukluĞu tedavisinde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Organik ve psikiyatrik sorunlara baĞlı olarak ortaya çıkan orgazm bozukluklarında benzer şekilde nedene yönelik tedavi orgazm sorununu da çözecektir. ilaç kullanımına baĞlı olarak ortaya çıkan durumlarda kullanılan ilaç deĞiştirilebilir veya kesilebilir. CinselliĞin orgazm dışındaki evrelerinde yaşanan sorunlar da orgazmı etkileyebilirler. Öncelikle sorunun ortaya çıktıĞı evreye özgü tedavi planlanmalı, orgazm sorunu diĞer tedaviler sonrasında deĞerlendirilmelidir. Kadın orgazm problemlerinin çözümünde saĞlanması gereken en temel noktalar, “uygun eş, uygun ortam ve uygun uyarı”dır. Bunlardan birinde sorun olduĞunda orgazm problemi beklenebilir.
3- KADINDA CİNSEL İLGİ/UYARILMA BOZUKLUĞU
Sürekli olarak veya tekrarlayıcı biçimde cinsel uyarılmanın yeterli bir ıslanma, kabarma tepkisini sağlayamama ya da cinsel etkinlik bitene kadar sürdürememe olarak tanımlanabilir. Sıklıkla orgazm bozukluğu ile birlikte görülür. Ülkemizde çoğunlukla cinsel eğitim ve deneyimin çok az olmasından ve temel cinsel tekniklerin ve partneri uyarma yöntemlerinin çiftler tarafından iyi bilinmemesinden kaynaklanmaktadır. Cinsel istekle ilişkiye başlayan ama uyarılamadığından yakınan kadınların çoğunda ilişki biçiminin, süresinin ve şeklinin uyarılma ortaya çıkarmak için eksik olduğu görülmektedir. Kadında cinsel uyarılma bozukluğu kadının cinselliği haz almadan yaşamasına neden olur. Bir anlamda görev olarak kabul ettiği cinselliğin tatsız bir etkinliğe dönüşmesi riski vardır. Kendisi için uygun şekilde ve sürede uyarı almayan kadın yeterince uyarılamaz, vücudunda uyarılma sırasında oluşacak belirtiler yeterince oluşamaz, bunun doğal bir sonucu olarak da yeterince haz alamaz ve plato evresi yaşanamadığından orgazm olamaz. Yeterince haz alamadığı ve orgazm olamadığı bir etkinliği istemeyebilir ve bunun sonucu tabloya istek bozukluğu eklenebilir. Cinselliğin böylesi bir kısır döngüye dönüşmesi hiç de uzak bir olasılık değildir.
Kadının cinsel hazzı dolayısı ile uyarılmayı kendisi için istemesi ve izin vermesi önemlidir. Bazen kadınlar cinsel uyarının süresini kendileri kısa tutma veya cinsel uyarılma bölgelerinin uyarılmasından kaçınma isteğinde bulunabilirler. Kendisi izin vermediği sürece kadının uyarılması da mümkün olamayacaktır. Bu nedenle kadının cinselliğe bakışı, cinsel gelişimi ve cinsellik ile ilgili inanışları önem kazanmaktadır. Cinsel gelişimi etkileyen toplumsal kurallar, toplumun kadına ve kadın cinselliğine bakışı, cinsel iletişim becerileri bu sorunun ortaya çıkışını etkileyen faktörlerdir. Kadın cinselliği kendisi için istemeli, bunun için çaba göstermeli ve bu çabanın sorumluluğunu almalıdır. Cinselliğin bütün alanları gibi cinsel uyarılma da çiftlerin ilişkisinden, iletişiminden oldukça etkilenir. İilişki bir bütün olarak ele alınmalıdır. Duygusal ilişki, sözel ilişki, cinsel ilişki birlikteliklerde birbirlerini azaltabileceği gibi çoğaltabilirler de. Sık rastlanan bir durum erkeklerin cinsel istek duyduklarında kısa bir süre uyarıldıktan sonra girişe hazır olması, orgazm olması ve ilişkiyi bitirmesidir. ilişkide daha uzun süre uyarılma gereksinimi olan kadın partner yeterince uyarılmadan ilişkiye girmek istemez veya girince keyif alamaz. Bu tür hazır olamadan yaşanan ilişkiler tekrarladıkça daha çok kalıcı sorunlara neden olur. Bedensel rahatsızlıklara, ilaç kullanımına, psikiyatrik rahatsızlıklara bağlı olarak da cinsel uyarılma problemi ortaya çıkabilir. Özellikle kullanılan ilaçlar (antidepresanlar vb) cinsel yanıt döngüsünün en fazla uyarılma evresini etkilerler. Menopozda ve hormonal değişikliklere neden olan durumlarda cinsel uyarılmada bazı sorunlar yaşanabilir.
Tedavi: Organik nedenlere bağlı uyarılma bozukluklarında nedene yönelik tedavi uygulanır. Örneğin menopoz dönemindeki hormon tedavileri sorunun çözümünde çok önemli bir yer tutar. Ya da herhangi bir ilaç kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan uyarılma bozukluğunda ilacın değiştirilmesi ya da dozunun azaltılması sorunu kolayca çözebilir.
Cinsel terapi: Uyarılma bozukluğunda tedavinin esası kadının daha aktifleştirilmesi ile cinsel arzularını keşfedip kendini daha serbest bırakmasının sağlanması oluşturur. Cinsel iletişimi artırıcı teknikler yanında istek bozukluğunda bahsettiğimiz fantezi kurma, öykü yazma, cinsel materyal paylaşılması gibi tekniklerden yararlanılır. Ancak uyarılma bozukluğunda en önemli şey kadının kendi arzularını aktif bir biçimde cinsel yaşamına dahil etmesinin sağlanmasıdır.
Cinsel sorunlar ilişkinizi etkiliyorsa veya sizi endişelendiriyorsa, değerlendirme için randevu alın.