Kişiler Arası İlişki Psikoterapisi

Konya Psikiyatri, Konya Psikiyatri Doktorları, Psikiyatri Konya, Konya En İyi Psikiyatri Doktoru, Konya Özel Psikiyatri, Konya Özel Psikiyatri Doktorları, Konyada Psikiyatri Doktorları, Konya Meram Psikiyatri Doktorları, Konya Psikiyatri Kliniği, Konyada En İyi Psikiyatri, Konya Psikiyatri Doktorları Tavsiye, Konya da Psikiyatri Doktorları, Konyada En İyi Psikiyatri, Psikiyatri Doktoru Konya, Konyada Psikiyatri, Konya Psikiyatri Özel, Konya Da En İyi Psikiyatrist, Konyanın En İyi Psikiyatristi, Konya En İyi Psikiyatri, Konyanın En İyi Psikiyatri Doktorları, Özel Psikiyatri Klinikleri Konya

Uzm. Dr. Aslı Seda Kıraç Özel Psikiyatri Kliniğinden Konya Kişiler Arası İlişki Psikoterapisi, Konya Kişiler Arası İlişki Psikoterapisi Konya, Kişiler Arası İlişki Psikoterapisi Süreci için randevu alabilirsiniz.

KİŞİLERARASI İLİŞKİLER PSİKOTERAPİSİ (KİPT)

Kişilerarası İlişkiler Psikoterapisi (KİPT), danışanların sıkıntılarını hafifletmeyi ve kişilerarası ilişkilerini geliştirmeyi hedefleyen, kısa-süreli, bağlanma modelini temel alan bir psikoterapidir. Bağlanma modeli, kişilerin ilişkilerini nasıl kurduklarını, sürdürdüklerini ve bitirdiklerini, hem de bu ilişkiler içinde nasıl sorunlar geliştirdiklerini tanımlar. Bağlanma davranışı, özellikle çocukluk çağında belirgin olmakla beraber, insanoğlunun bir niteliği olarak beşikten mezara kadar varlığını sürdürür. Bağlanma sistemi her zaman devrede olmakla birlikte, bireyin stresli olduğu ya da kendisini güvende hissetmediği durumlarda bağlanma ihtiyaçları artar ve bu ihtiyaçların karşılanması kritik hale gelir.

KİPT, kişilerarası etkileşimlerde dönüşüm yaratarak klinik belirtileri azaltabilmek için, özellikle kişilerarası ilişkilere odaklanır; amacı, hastaların ilişkilerini geliştirebilmeleri ve günlük yaşamda ihtiyaç duydukları duygusal ve somut desteği uygun bir şekilde, nezaket ve incelikle isteyebilmeyi öğrenmeleridir. KİPT ayrıca kişilerarası sorunlarıyla daha iyi baş edebilmeleri için danışanlara alabilecekleri sosyal desteği artırmaları konusunda yardım etmeyi de amaçlar.

 

Kişiler Arası Psikoterapinin Odaklandığı 3 Sorun Alanı Nedir?

Kişiler Arası (eş, sevgili, çocuklar, anne baba, arkadaşlar, iş arkadaşları vb) Çatışma; ​​

Kişiler arası çatışmalar genellikle ya zayıf bir iletişimden ya da karşılıklı beklentilerin uyuşmamasından kaynaklanır. Özellikle ülkemizde geniş ailelerde hastalar birlikte yaşadıkları diğer aile üyeleriyle sorun yaşayabilirler. Bu noktada hem hastanın hem de eşinin evliliği nasıl algıladıkları, iş paylaşımı ile ilgili veya birbirlerine zaman ayırmak ile ilgili beklentilerini anlamak önemlidir. Eşin maddi-manevi desteği, diğer çocuklar da dahil olmak üzere ailedeki önemli kişilerin rolleri, tüm bu ilişkilerin rol değişimi öncesindeki ve sonrasındaki durumları değerlendirilir.

Terapide öncelikle hastanın iletişimi ve davranış örüntüleri incelenir. Çünkü öncelikli hedef hastaya iletişim şeklini düzenlemede yardımcı olmaktır. Karşılıklı iletişimin ayrıntıları iletişim analizi denilen teknikle öğrenilmeye çalışılır. Hastadan yakın zamanda yaşanmış bir tartışma üzerinden hem sözel hem de sözel olmayan tepkileri ayrıntısıyla anlatması istenir. Daha sonra hasta ile birlikte yaşadığı bu durumla başka nasıl başedebileceği, nasıl farklı iletişime geçebileceği ile ilgili yollar bulunmaya çalışılır. Beyin fırtınası yapılır ve bu farklı olasılıkların olumlu ve olumsuz tarafları değerlendirilir. Terapist hastaya nasıl daha açık bir şekilde iletişime geçeceği konusunda model olabilmek için seans içinde rol yapma tekniğini kullanabilir.


Rol Değişimi (yeni bir iş, evlenme, doğum, kendi başına yaşamaya başlama, boşanma, işten ayrılma, hastalık vb);
​​
Rol değişimi, kişinin ilişkilerindeki önemli sosyal rollerde büyük değişikliklere sebep olan, yaşamsal değişiklikleri kapsayan ergenlik, evlenme, boşanma, doğum, emeklilik, bir ilişkiyi bitirmek gibi olaylardır. Esas zorluk yeni sosyal rollerini daha önce aile içindeki, toplum içindeki, iş yerlerindeki sosyal rolleri ile bütünleştirebilmeleridir. Her yeni sosyal rol, kendi gerekliliklerini ve sorumluluklarını da beraberinde getirir. Bu dönemde hasta yeni rolünü benimsemeye çalışırken, diğer yandan bu sosyal rolün daha fazla bağımlılık gerektiren sorumlulukları ile de karşı karşıya kalır. Bir yandan kendine ayırdığı zaman azalırken, kariyeri ya da aile hayatı kesintiye uğrayabilir, arkadaşları ile eskisi kadar sık sosyalleşemeyebilir.

Bu alandaki tipik sorunlar eski ve tanıdık olan rolün kaybından duyulan üzüntü ve yeni role karşı geliştirilen zayıf uyum ya da yeni rolün tamamen reddedilmesidir. Böyle bir değişim yaşandığında hastanın hayatındaki önemli sosyal desteklerde ya da bağlılıklarda da kayıplar yaşanabilir. Yeni sosyal role uyum farklı sosyal becerilerin öğrenilmesini gerektirebilir. Bu alanla ilgili çalışırken terapi sürecinde öncelikle hastanın eski rolünün olumlu ve olumsuz yönleri değerlendirilir.

Aslında yas durumunda olduğu gibi hastanın kaybı ile ilgili üzüntüsünü yaşaması ve eski rolünden vazgeçebilmesi konusunda ona yardımcı olmaya çalışılır. Kaybının yarattığı duyguları konusunda, kızgınlık, suçluluk gibi olumsuz duygularını da içerecek şekilde konuşmak için cesaretlendirilir. Yeni ortaya çıkan rolünün zorlukları ve sunduğu fırsatlar beraberce değerlendirilir, öncelikleri belirlenir, hasta fırsatları değerlendirmesi konusunda cesaretlendirilir. Hastanın iletişimi değerlendirilir ve her sorun alanında olduğu gibi sosyal desteğinin güçlendirilmesine çalışılır.

Yas ve Kayıp
​​
Yas, özellikle hasta için önemli bir kişinin ölümü ile ilgili bir sorun alanıdır. Yas ve kayıp perinatal hastalarda da sıklıkla karşımıza çıkabilecek bir konudur. Kendileri için önemli başka birini kaybetmekten dolayı yasla ilgili belirtileri olabilir ya da yaşadıkları bir kaybın geç dönemde ertelenmiş yasını tutuyor olabilirler. Bir yas sorunu tedavinin odağı olduğunda terapistin hedefi hastanın yas tutma sürecini kolaylaştırmak, hastaya yaşamına devam etmesinde, yeni kişilerarası ilişkiler geliştirmesinde ve daha fazla sosyal destek temin edebilmek için mevcut ilişkilerini düzenlemesinde yardımcı olmaktır.

KİPT, bu 3 durum ile birlikte ortaya çıkan ruhsal rahatsızlıklarda uygulanabilen etkin bir psikoterapi yöntemidir.

Hangi Durumlarda, Kişiler Arası Psikoterapi Uygulanır?

Başlangıçta depresyon için geliştirilmiş olmakla beraber daha sonra başka birçok sorun için de etkinliği gösterilmiştir.

  • Somatizasyon Bozukluğu
  • Yaşlı hastalarda eşlik eden psikiyatrik sorunlar
  • Ergenlikte iletişim sorunları
  • Çift tedavileri ve aile terapileri
  • Bipolar Bozukluk
  • Yeme Bozuklukları
  • Öfke kontrol sorunu
  • Kayıp-yas durumları
  • Sosyal Fobi
  • Fiziksel hastalık veya çeşitli sağlık sorunlarına sonrası depresyon/uyum sorunları
  • Gebelik veya doğum sonrası depresyon

gibi bir çok hastalıkta etkinliği çalışmalar ile kanıtlanmıştır.

Kişilerarası İlişkiler Psikoterapisi Ne Kadar Sürer?

KİPT kısa süreli bir Akut Tedavi dönemi ile karakterizedir. 4-20 seans arası süren bir psikoterapidir. Bu verilerin katı bir şekilde değil de klinik pratiği aydınlatacak şekilde kullanılması önerilir. KİPT için araştırmaya dayalı olarak belirlenmiş, mutlak gerekli olan bir seans sayısı yoktur.